incapable of

  1. (a) âciz, (belirtilen işi) yapamaz.
    incapable of telling a lie: yalan söyleyemez.
    incapable
    of proof: ispat edilemez.
    incapable of appreciation: takdirden âciz.
    incapable of learning: öğrenemez, kalınkafalı. (b) elverişsiz, gayrımüsait.
    These materials are incapable of exact measurement. incapable of being achieved. (c) kanunen ehliyetsiz.
kendi işlerini yönetmekten âciz olmak Fiil
çalışamaz durumda olma
suç işleme ehliyeti olmama
yalan dolan beceremeyen
sözleşme yapma ehliyeti olmama
tasarruf ehliyeti bulunmamak Fiil
tanıklık yapma ehliyeti olmama
kamu görevini üstlenmeye ehliyeti olmama
ıslahı olanaksız
vasiyetname düzenlemeye ehil değil
onarılması olanaksız
bir mirası olmaya ehil olmama
yalan dolan becerememek Fiil
vasiyetname düzenlemeye ehil olmamak Fiil
onarılamaz durumda olmak Fiil